Yoğunlaştırılmış Kayıtsızlık : Bilinçaltı Sözleşme

Yoğunlaştırılmış Kayıtsızlık : Bilinçaltı Sözleşme günümüzde toplumsal olaylarda, bireysel mücadelede karşımıza çıkan açık bir tavır. Yoğunlaştırılmıs Kayıtsızlık, uçucu çözümlerin bir saatlik sohbetlere konu olmasının yeterli görüldüğü bir algoritmanın ürünü. Hızla akan modern dünya karşısında donup kalmış, harekete geçememiş bireyin içinde sıkışıp kaldığı durumdur.
Günümüzde öne çıkan konulardan biri Avrupadaki gruplar arasında giderek artan polarizasyon, hoşnutsuzluk hali. Özellikle İngiltere’nin bu kadar kültürel çeşitliliği barındırması artık sorun olarak konu başlıkları arasında yer alıyor. Kültürel çeşitliliğin bir sorun haline gelmesi elbette başta ekonomik sorunlardan kaynaklı. Fakat hiç kültürel çeşitliliğin sorun olacağını düşünür müydünüz ?
Günümüzün toplumsal deformasyonunda, en çok görebildiğimiz fakat en az dile getirdiğimiz konulardan biri bu kayıtsızlık. Yoğunlaştırılmış bir kayıtsızlık örtülü bir uzlaşmanın ürünüdür. Çaresiz stratejilerin sosyal medyada kol gezdiği, dillere döküldügü bir yerde yatıştırıcı, palyatif bir etki gösterir.

Genel olarak, tepkiselliğin sonuç vermediği yerde adım adım oluşan yoğunlaştırılmış kayıtsızlık bir sekonder kazanç sağlar bireylere. Güvenli-korunaklı alanda kalarak kendi haline var olmanın huzuru aranır. Fakat günün sonunda birey dolaylı bir şekilde de olsa bu durumdan payını alır.
Tepkinin somut bir çıktı üretememesi örtülü bir kabul ile kayıtsızlık eğrisinde yer bulur kendine. Bazı zamanlarda araya giren hafif, sağaltcı reddedişler zamanla pürüzlü bir uzlaşama gider. Bireyin kendi katoik yaşamını organize etmekle uğraşmasından toplumsal tepki aralığı giderek küçülür, bu ne zamanı ne enerjisi kalır. Bilinçlatı Sözleşmenin en büyük hefesi ise budur…
Bu uzlaşma esnasında birbirine artık kolay kolay güvenemeyen bireyler nihai bir ilk adım veya çıkış kapısı ararlar. Karşılıklı sembolik hamleler ve sözler kaygan bir zeminde dolanır. Pürüzlü uzlaşma durumunda sürekli bir tetikte olma hali vardır. Evde canı sıkılan bireyin bir bildirim sesi ile nabzının artması tarzında bir tetikte olma halidir bu. Pasif, edilgen bir bekleyişin dikkat aralıklarına sızdığını görürüz.

Yoğunlaştırılmış Kayıtsızlığın etkileri: Sonsuz İstek & Niyet Komutu
Peki bu kadar arşa çıkan yoğunlaştırılmış kayıtsızlığın en büyük nedeni nedir? Elbetteki nedenleri her gün karşımıza çıkmakta, dile getirilmekte aslında. Satır aralarında bekleyen sebeplerin çözümü için gereken aksiyondan ziyade nedenleri salt dile getirmeye dair bir meta-kondisyon geliştiririz. Bu sayede toplumsal olarak bilinçlatı bir momentum kazanırız.
Veriler, göstergeler, metrikler ve sayılar görünürlük ekonomisinde enflasyona neden oldu. Görünürlük ekonomisindeki enflasyon ise kayıtsızlığı yoğunlaştırma konusunda oldukça güçlü. Dopamin havuzundaki en besleyici besin, işlevsel olanın rakamlara dökülmesi ve görünürlük ekonomisinde kendisine yer bulmasıdır. Bu ekonomiye hizmet etmeyen her durum, yapılan her değerlendirme , fonksiyonsuz bir denklem, tatsız bir işlem ve kokusuz bir besin kaynağı gibi algılanır. Zihinler kompartımanlara bölünmüş ve işlevsel metriğe göre pay edilmiştir.
Nihayetinde sorunların görülebilir olması onların elle tutulabilir ve dönüştürülebilir olmasına anlamına gelmez. Sorunlar sadece bir değerledirme havuzunda bekletilir. Bu havuzdaki her değerlendirme ve yapılan her analiz, kelimelerle insanoğlunun anlamını tazeleme itkisine katkı sağlar. Aynı bir sekonder kazanç gibi..
Ortak teamüllerin ve farkındalığın bir kahvehane sohbeti gibi sürekli geviş getirilmesi, var olan mevcut sıkıntının kanıksanmasına , katlanılabilir hale gelmesine hizmet eder. Dil sorunu ne kadar tekrarlarsa , zihin ona o kadar alışıyor, bilinçalti uyumlanma daha da hızlı gerçeklemeye başlamaktadır.
Yoğunlaştırılmış Kayıtsızlık Krallığı

İşlevsel olanın krallığı mekanize olmuş küresel bilgi akışının kuşatması sayesinde var oluyor. Kültürel değişim hızı, yeni dünyanın makro beklentileri işlevsel olmayı kutsal bir hazine olarak önümüze koyuyor. Çünkü işlevsel olmayanın değişimi sürdürecek bir etki ve gücü yok. Medeniyetin Kardashev ölçeğindeki gibi X2, X3 ilerlemesi için yaşamın en mikenk noktalarına bu zorunluluk yerleştirildi. Ve bilinçaltı bir kural, sürekli hatırlatması ve güncellenmesi gereken bir hakikat üstü olgu oldu.

Rafine Dünyanın Kalıntıları
Byung Chul Han okumak 2025 yılında ne kadar zor olsa da , sanırım bu Koreli yazarın tespitleri konuyla ilgilenen herkesi etkisi altına almakta oldukça başarılı. Zamanın Kokusu, Iskarta Hayatlar, Yorgunluk Toplumu gibi kitaplarda günümüz dünyanın etkilerini hissedebiliyorum.
Bilinçaltı Sözleşme de eksik olan ve herkesin aklına gelen ise rafine dünyanı kalıntıları olsa gerek. Nedir bu rafine dünyanın kalıntıları ?
Kriz anlarından sonra gelen rahatlama ve restorasyon süreçlerindeki yenilenme ve toparlanmanın etkisinden bahsediyorum. Her kriz ve toplumsal çürüme ardından gelen rafine zevkleri yaratır. Ve insanlar bunlara tutanarak geçmişin yükünü askıya alır, hafifletir ve yoluna devam eder.
Bilinçaltında yapılan en yüklü – pahalı sözleşme sizce ne olabilir ? Bilinçaltı mekanizmalara açılan kredilerin ve yatırımların başarılı olmasındaki itici nokta nedir?
İnsanin fabrika ayarlarına baktigimizda, insanı şaşırtan, heyecanlandıran en büyük şey tanıdık olmayanın karşımıza çıkması, tahmin edilemez olanın belirmesi ve beklenmedik anda gerçekleşen örüntülerin karşımıza çıkması zihnimizde zuhur etmesidir. Çünkü var olan bilinçaltı örüntüleri kendisinetanidik olmayan desenler ile karşılaştığında aktiflesir , harekete geçer. Burada yeni patikaların ve yeni potansiyel eylem- aksyonların imzalanma sürecine tanıklık etmek vardır.
Değişimin ve dönüşümün katsayısı o kadar büyük oldu ki, mevcut insan bedeni ve sembolik sistemler dediğimiz topluma ait kurallar, kültürel göstergeler ve işaretler bunun altında ezilmekten kurtulamadı. Sıkıntının en büyüğü ise bu değişim katsayısını yakalamak için hunharca verilen çabanın süreksiz kalması..