6 Vagonlu Snowpiercer

“Düzen, bizi dışarıdaki ölümcül soğuktan korur.” 6 Vagonlu Snowpiercer düşünelim. 60 yıllık bir ömrü 6 vagona dağıtacağız. Her vagon yaşamımızın 10 yılını temsil ediyor.

Kar Küreyici ( Snowpiercer) Güney Kore sinemasının başyapıtlarından. Distopik bir gelecekte buzul çağına gidiyoruz. Küresel ısınmaya karşı insanların bulduğu çözüm olan, atmosfere salınan gaz her şeyi tersine döndürüyor. Yaşam durmuş, insanlar ölmüş ve sadece 1000 kişi hayatta kalmıştır. Metal bir yılan gibi kıvrılan trenimiz ise 1001 vagondan oluşan, asla durmayan, devridaim çalışan bir tren.

Yaşamlarımız da metal bir yılan gibi kıvralarak giden bir kar küreyicisine benziyor. Önündeki engelleri silip süpürmek isteyen !

Bu metal yılanın kompartımanlara ayrılmış her hücresinde farklı semboller, numaralar, sayılar ve anlamlar var. Farklı hayatları ve insanları ihtiva ediyor. Trene benzeyen yaşamımızdaki her vagonun bir amacı ve temsiliyetinin olması gibi.

Özgür irade konusuna da değinen, yaşamı ve ona dair sürekli değişen anlam ve istekleri bir tren yolculuğundaki hikâyelere, karakterlere ve bölmelere yerleştiren, ilerleme arzusunun ( Sürekli İleri ) kısır döngüsünü anlatan bir film Snowpiercer aynı zamanda.

Metal bir kutuya hapsolan zihnimiz yolculuk sırasında toplumsal temsiliyetler, şablonlar tarafından atananlarla tıkış pıkış edilmiştir. Bunu biliriz ve hatta bilinçdışı kabullenmişlikle devam ederiz yolculuğa.

Yaşamın Kuyruk Kısmı Snowpiercer: İlk Vagon

Hissedilen zamanın kalitesinin doruk noktasında olduğu fakat algılanan zamanın (zamanın geçişinin) farkında olunmadığı belkide en güzel zamanlardır. Çocukluğun yaratıcı ve oyuncu yıllarını hatırlayalım. Her şey bizim için bir oyundur. Treni kimi zaman kendimiz süreriz kimi zaman da sevdiklerimizle eğlenceli yolculuklara çıkarız. Vagonlarımız renkli, içindeki hayatımız ise oldukça huzurludur.

1 yaşındayken hayatımızın yüzde yüzünü yaşamışızdır. 6 yaşına geldiğimizde ise 60 yıllık hayatımızın yüzde 10 u bitmiştir. Her oransal azalma ile birlikte heyecanımızın ve oyuncu ruhumuzun örselenmesine ve bilincimizin kompartımanlara ayrılarak şekillenmesine şahit oluruz. Artık kategoriler vardır. Artık yetişkin olmaya hazır hale geliyoruzdur !

Yaşamdaki kalitemiz ise oransal düşüşle birlikte sislenmeye ve bulutlanmaya başlar. Anlamın olmadığı sıfır noktasından gittikçe anlamlı hale gelen istikrarsızlığa doğru yaş almaya başlarız. Ve bireyin tüm hikayesi de gittikçe anlam oluşturan neşeli istikrarsızlıklarla şekillenir. Yani entropimiz artar. Dönüşüm ve değişim katsayısı yaşımızdaki yüzdelik düşüşlere ters oranda artmış olur. Yaşamımızın matematiksel azalışında artan fiziksel sürtünmeler hissetmeye başlarız.

Tasarımın etkisiyle ilerleyen yaşlara dönük zihnimiz artık taze değil, daha önceki sayılardan ve bölmelerden geçmiş olmanın verdiği eskime haliyle, kurcalanmış olması ile gerilimli hale gelmeye başlar.

6 Vagonlu Snowpiercer: Yaşamın Orta Vagonları ( 20-40)

Yaşamın orta vagonlarına gelmeden önce kritik bir dönemeç var: 10-20 yaş aralığı. Bireyin buhranlı sayıklama dönemlerinden geçtiği ve neşesiz istikrar oluşturma çabalarından oluşan bir aralık. Hafızada yüksek çözünürlüklü hatıralar vardır ve duygusal gelgitlerin sertçe vurduğu hareketli ve yoğun bir dönemdir.

2. Vagon olan 10-20 yaş aralığında göze güzel gözüken önümüzdeki vagonlar bizi heyecanlandirmaya başlar. Örneğin makinist odasını aşırı merak etmeye başlarız. Sonraki vagonlarda yolcu kalitesini ve deneyim yoğunluğunu oluşturacak olan adımların dikkatle atılması gereken yaşlardır bu aralık. Snowpiercer’daki gibi ilerideki vagonlar üst bir sınıf ve yaşam kalitesini andırır zihnimizde. İlerlemek önemlidir. Farklı hikayeler ve konseptler vardır önümüzdeki vagonlarda.

Benliğin kısık ateş altında piştiği ve sonrasında ortaya çıkacak yemeğin merak edildiği bir dönemdir. Neşesiz istikrar adımlarının yoğunluğunu sarıp sarmalar bizi. Tüm vurgu “istikrar” üzerine inşa edilmiştir.

Bu istikrar vurgusu öndeki vagonlardan gelen eğitimcilerin ve tasarımcıların ( sosyal mühendislerin ) bizleri şekillendirmek istediği ve bir sonraki seviye için talimatların ve uyarıların dağıtıldığı dönemler içindir. Snowpiercer’daki gibi trenin devam edebilmesi için ortalarda yer alan vagonların eğitim sürecinden geçmeleri oldukça elzemdir. Orta vagonların tren için hayati öneme sahiptir!

6 Vagonlu Snowpiercer: Neşeli İstikrarsızlık

Artık pişmiş olan yemeğin tadına bakma zamanıdır. Kapılar açılmış ve duraktan yeni yolcular alınmıştır yaşam vagonuna. Standart sapmaların, majör hikayelerin yarattığı dönüştürücü kırılmalar vardır.

Bazı şifreli mesajlar alırız ön vagonlardan. Bazı semboller ve hikayeler vardır. Hem geride kalmışızdır ve hem de oldukça ilerideyizdir. Öyle hissederiz çoğunlukla. Yersiz-yönsüz olmanın ve yüzer-gezer, kaygan bir koordinatta hareket etmenin ağırlığını en çok bu vagonda hissederiz.

Orta vagonlar zihnin yer değiştirmelerinin, aralıkların ve aksayan ritimlerin sayıklayan fantezilere dönüştüğü, kendini gösteren sekansların belirleyici olmaya başladığı vagonlardır.

Kapılar ve Geçişler

Başka bir yön mümkün mü? Tüm o ilerleme kapısında, ileri ve geri dışında hangi yöne gidebiliriz? Metal kutunun içine hapsolmuş gibiyizdir. Zihnimiz ileri geri ve lineer düşünen kompartımanlardan oluşmuştur. Başka yön yoktur. Gerçekten de öyle mi ?

Son zamanlarda yanlardan beslenen, ara bölgelerden sızan hayatı düşünüyorum. İleri ve geri gitmek dışında, çizilmiş koordinatların dışında kalan öbekleşmiş yaşamsal aktiviteleri. Bu noktalarda tezahür eden anlamlar ve parıltılar aklıma geliyor. Küçük bir sekans eşliğinde ara ara yokluyor. Gelip uğrayan bir sinyal gibi.

Filmde kızına dışarıdaki hayatı ve değişimi gösteren Güney Koreli aktör mevcut koordinatların dışında başka alternatiflere bakmayı öğreten bir kurtarıcı. Belki de kızının hayatta kalması da o sahne sayesinde oldu !

Birbiri içinde eriyen ve birbirini oluşturan anlar içinde kalıcı olanları yakalamak… Kimi zaman bunlar sıradanlığın içinde çakan kıvılcım anlarını yaratır.

Hayat ileriye doğru yaşanır, geriye doğru bakarak anlaşılır. Yaşam neşeli istikrarsızlık adımlarından oluşsa da, yörüngeden sapmak gerekebilir !

Hayat kalitesinin lineer vizyonu gibi ön öndeki seçilmişlere doğru gitmeye çalışırız. Aynı Snowpiercer filmindeki kast sistemlerini yansıtan ve farklı farklı hayatları sunan vagonlar misali. Fakat filmin sonuna geldiğimizde anlıyoruz ki hepsinin bir amacı varmış. Her vagonun bir nedeni ve her vagonda yaşananların bir gizemi. Tüm karşılaşmalar ve yaşananlar akıllıca dizayn edilmiş, mükemmel bir kozmik basiret aslında.

Kimi zaman akla özgür irade sorununu getiriyor. Yaşamın ana rahminden, kuyruk kısmından mezara doğru giden bir tren yolculuğu olmasını anımsatıyor bana. Bölmeler, hücreler ve insanlar. Tüm vagonlar hareket eden bir trenle birlikte tek bir kadrajda biraraya getirilmiş. Fakat günün sonunda herkes aynı trenin içinde ! Bu oldukça önemli bir nokta, öyle değil mi! Kendi kuyruğunu yiyen metal yılanın zamanın düz bir çember içindeki akışı aslında tüm olup biten .

Hi, I’m okanhoruz

I'm advocator of the Transhumanism . Transhumanism envison a future where humans can transcend biological / cultural / environmental limitations- barriers through advancement like genetic engineering , artificial intelligence and cyborg technologies. In this sense ,my motivations : * I'm trying to be constant learner and improver in my personal and business life . I would like to combine and transform any piece of knowledge- experience into new things as a synthesizers. * Push the boundaries of the unknown * Learn and discover new potentials along the way * Acquire the skills necessary to build a purposeful product and connections * Gaining knowledge, perspectives and mastering human relations in proactive cycles is one of the my greatest inner motivation. * Throughout my career and academical life, I have contributed to impacting business outcomes through effective organization, prioritization and execution of key projects. I'm interested in cognitive - behavioral science (Neuro-Technology) .These observations and researches enriched my standpoints in accordan with social science and daily life.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *