Biçim ve İçerik Kavgası modernitenin doğuşu ile başlayan entelektüel bir kavga. Biçim Ve İçerik Kavgası dikkat çeken bir cazibeye sahip. Günümüzde ise biçimin içeriğin önüne geçtiği aşırı göstergeler tarafından kuşatıldık.
Biçim- İçerik Kavgası hakikatin sürekli alaşağı edildiği çağın soyut kavgasıdır. Edilgen bir veri akışı ile şablonlar üzerinden gördüğümüz olaylar hakkındaki yorumlarımız, gerekçelendirmelerimiz ile dünyayı bir lens aracılığı ile algılıyoruz.
Peki, biçim neden içeriğin hep önünde gelir ? Hep derler ya neyi yaptığın değil, nasıl yaptığının önemi vardır başkaları gözünde. Biçimin gücü içeriğin önüne geçer hep . Peki bu ne zaman kemikleşti? Dünya tasarımımızın temel yapıtaşı, görsel imaj ya da görselleştirmedir. Çünkü göz en güçlü duyu organıdır. Peki gözün gördüğü, hakikatı ne kadar temsil eder? ya da biçimin hakikati ele geçirdiği bu dünyada süzgeçten geçirilen anlam ve içeriğin gücü ne kadardır ?
İçeriğin cılız kaldığı noktaları biçimin kuvvetli olduğu yerlerde hep hissetmişizdir.
Biçim Ve İçerik Kavgası : Biçimi Alteden Güç = Ters bakış
Tersine mühendislik dediğimiz şey rasyonelitenin iplerini ele almak gibidir. Bir şeyi tersine çevirdiğinizde sadece bakış değil anlam da değişir. Biçim Ve İçerik Kavgası, tersine mühendisliğin (Herhangi bir konuda ) bu kadar etkili olmasının nedenidir.
Ortalama bir insan ters bakmaz . Ters bakış, sözün anlamında olduğu gibi olayları tersine çevirmek , şablonları altüst etmek ve var olan anlamı birden yıkma cesaretini gerektirir. Ve bu cesareti alanlar kimi zaman toplumsal ya da kimliksel bedeller ödese de ( yabancılaşma ya da etiketlenme ) ortalamanın üzerinde bir hahikat edinirler. Hakikat genişler , dar olduğu alandan çıkar ve taze perspektifler kazanır .
Dünyayla başımız derde girdiğinde psikolojik üstünlük elde etmenin en büyük adımlarından biri tersine bakış ya da tersine çevirmedir. Çünkü beynimiz inandığı tasarım dünyayı tersine çevirir.
İnsan kendini yıkmalı der kimileri. Yeniden inşa etmelidir. Majör olaylar karşısındaki zihinsel manevramızı bu tersine bakıştan ve ardından gelen tersine çevirmeden sağlarız. Biçim-İçerik Kavgası’ndan kurtulmanın ara bölgelerini barındırır tersine bakış.
Bizler dünyayı olduğu gibi değil yorumladığımız gibi görürüz. Gerçekliğin bireysel tasarım olması da bundan kaynaklanır .
Biçim Ve İçerik Kavgası: Paketlenmiş Gerçek
Akışkan zamanın ( Zygmunt Bauman’ a gönderme) kumaşında yazılan tüm anlamlar , paketlenmiş gerçekliğin bir yanılsamasıdır. Biçim Ve İçerik Kavgası gerçekle olan ilişkimizde kaygı kaynağıdır. Bu kavgada içerikleri güçlendiren anlam atamaları insanın ölüm olgusu karşısında elini rahatlatan bir koz olsa da , Biçim-İçerik Kavgası tam da buradan beslenir.
Öleceğini bilen tek canlı insandır. Damasio’ nun Paris’te yazmış olduğu gibi , insan zihninin düzensiz inciler olması, biçimin insan zihni için ve bu düzensizliğine karşı direncinin elzem olduğunu gösterir.
Andy Warhol gibi sanatçılar anlamın ve dilin yetersizliğini hissettiklerinde Biçim-İçerik Kavgası için sanat algılayışını tersine çevirirler. Biçimsel olana dönerler ve bunu gerçekliğin paketler halindeki kolajlari olarak sunar.
İçerik Yorgunluğu
Gilles Deleuze gibi aydınlar, sembolik olan imajlarin, görüntülerin her zaman gerçeği suistimal ettiğini vurgulamıştır. Onların karmaşık düşünce dünyaları her zaman duvara toslar. Tüm bunlar düşüncenin ve onu makyajlayan içeriklerin, gerçek dediğimiz ( ki bu da kutsal bir illüzyondur! ) paketlenmiş veriler karşısındaki acziyetinden kaynaklanır.
Dilin ve iletişimin oldukça anlam ve içerik bakımından zengin olduğu , ona sahip olmanın ve onu farklı lensler aracılığı ile dönüştürme kuvvetimizin bu kadar güçlü olduğu bir çağda bile insanin ilk atesleyici tepkisi her zaman biçim ve onun zaman kumaşındaki göstergeleri olmuştur.
Sonuç olarak Biçim-İçerik Kavgası yüzünden modern birey aşırı akışkan ve değişken olan bu dünyada yeterince yorgundur. İçerikler biçimler ile hedonik adaptasyona uğradığında, yani insanlar tarafından artık yeterince sıkıcı olduğunda yeni biçimler ve onlara olan sonsuz arzu çatlaklardan sızmaya ve insanı cezbetmeye devam eder.