Psikedelik Rönesans, dilin ve iletişimin plastikleştiği günümüz dünyasında baltayı bitkilere vurmaya çalışan guruların, teknokratların ve yazar-çizerlerin gerçekleştirdiği rönesans. Ve bu rönesans teknolojik devrimle paralel gidiyor. Onu besliyor ve modelliyor. Yaratıcılığın ve toplumsal şablonların yıkımının zorunlu olduğu , zihnin ayarlarıyla oynanmasına dair riskler alındığı bir rönesans. Dünya genelinde teşhislerin çoğaldığı, rakamların hızla arttığı gerçeklik sonrasının algılarda yaşandığı bir dönemde farklı şeyler olmaya başladı .

Bilgeliği dolaşıma sokan teknokratların gizli silahı bu bitkiler ve deneyimler oldu .

Beden kayıt tutar , zihin de kayıt tutar. Peki en iyi beden -zihin entagrasyonu için bu deneysel çalışmalar ve yeni gelişen uygulama pratikleri toplumsal anlamda bir değişim ve dönüşüm yaratabilir mi ? Yaratıcılık ve sınırları zorlamak adına , bilinmeyene kendini itmek adına insanın en bütük potansiyellerini kendi gizli bahçesinde saklayan bu bitkilerin ve çalışmaların kapsamı ne olacak ? Aldous Huxley algı kapılarını bireysel olarak temizlerken, başkan Richard Nixon toplumsal olarak bu temizliğe meydan okumuştu.

Günümüzde her şey artık radikal aksiyonlarla değişip evrilmeye , perspektif kaymasından buz tutmuş tekrarların ve ezberlerin çözünmeye başlamasına geldi.

Çavdarmahmuzunu bileşenlerine ayırmaya çalışırken , lohusa kadınlar için ilaç geliştirdiği sırada LSD keşfeden Albert Hoffman bu algı kapılarını ilk kez aralamıştı. Zihin bombası patlamıştı. Aynı atom bombası gibi !

Amerikan Merck firmasının MDMA’ in patentini 1912 de alması, 2. Dünya Savaşı sonrası yankı uyandıran çalışmalar aslında bir dönemin yasaklarının önceki dönemin araştırma ve potensiyel faydaları olarak düşünülmüştü. Bugün billiyoruz ki CIA ‘ nin zihin kontrolü ve zihnin nasıl kontrol edilip değiştirileceği ile ilgili çalışmaları meşhurdur.

Gerçekliğin Toplumsal Varyantları

Peki gerçekliğimiz beyinde yaratılan bir model ise , bu modeli etkilemek ve değiştirmek yeni bir ”gerçeklik ” türünü ortaya çıkarır mı ? Zihnin paradigma kaymasını dışardan bir etkiyle gerçekleştirme ne anlama geliyor ? Burada karşımıza çıkan şey toplumsal sistem ve kurallar ile bireyin yeni zihninin biraraya gelip gelmeyeceği. ( Donald Hoffman’ın gerçekliğin arayüzü çalışmaları ve Anıl Seth’in gerçeklik dediğimiz şeyin bilimsel olarak kontrollü bir halüsinasyon olmasına dair söylemler )

Kolektif aydınlanma da zaten bir kişinin kendi cesareti ile yola çıkması değil midir ? Örneğin Leonarda Da Vinci , Albert Einstein ya da Amerika’daki kültürel değişime ve bir kuşak sonrasının hayatını belirleyen o paradigma kaymasına neden olan yazarların cesareti . Jack Kerouac’ın veya William S. Burroguhs’un farmakötik deneyimlerle ulaştığı ve edebi anlamda yarattıklarının hayatın ecotom bölgelerinden sızarak toplumsal bilincin büyük katmanlarına ulaşması aslında bugünün California teknokratlarının ve psikonatlarının yaratıcılık deneyimleri ile birçok noktada örtüşmekte. https://contentdiving.com/2024/11/29/1000-beyin-gpu-sherlock-holmes-nvidia-kortikal-sutunlar-dil-modellemeleri/

PSİKONOTLAR

Psikonot, bitkilerin halüsanatif gücüyle bilincini genişletmek ve algı kapılarını temizlemek isteyen insanlar için kullanılan bir kavram . Kültür guruları Micheal Pollan bu psikonotlardan biri.

Neden zihnimizi değiştirmek zorundayız? Goldilocks koşullarında Tanrının molekülünü arayan biz insanlar ne yapmalı ? Renkler, hisler ve duyumlar. Sinestezi anlamın yer değiştirmesi ile daha iyi bir gelecek yaratabilir mi ?

Psikedelik Rönesans, anlam krizi olan günümüz post modern dünyasının bilgelik bekçilerini doğurdu. Anlam krizi ve sıkışmışlık, dijital dünyanın kapanları , insanları doğaya ve nesnelere , somut dokunuşlara ve farkındalığa itmeye başladı . Bu devrim California’ da doğdu ve şimdi dünyanın geleceği ise orada filizlenen mikrodoz farkındalıklarla ve yaratıcılıklarla insanlığın geleceğini şekillendirmeye devam ediyor.

Psikedelik Rönesans’ ta Kırılma Noktası: Psikiyatrinin Karanlık Tarihi

1950-65 yılları arasında bir çok makale yazıldı ve psikedelik bitkilerin insan sağlığı üzerine etkilerine dair deneysel çalışmalar yapıldı. Fakat nedense 10 yıl sonra Amerika’nın en tehlikeli adamı konuşmaya başladı : Timothy Leary .

Harvard’ta psikoloji egitimi veren ve LSD çalışmalarına katılan bu adam sonrasında okuldan atıldı ve başkan tarafından ABD’nin en tehlikeli adamı ilan edildi. Sonrasında ise çalışmalar yasal olarak durduruldu . FDA ( Amerikan İlaç Dairesi ) yasakları ve APA’ nın ( Amerikan Psikolojik Derneği) tanı kriter kitabı ( DSM ) teshisleri değiştirmeye başladı . Toplum dizayn edilmek zorundaydı .

Bu noktada Foucault’ nun politik duruşunu hatırlıyoruz. Kavramların ve hakikatin nasıl toplumsal kontrol için yer değiştirdiğini , sosyal dinamiklerin nasıl bilgiyi ve kurumları tekeline alıp yönetmek isteyen iktidar için zorunluluk olduğunu hatırlıyoruz.

Ona göre delilik, bilgiyi yöneten ve değiştiren iktidarın bireyleri yönetme ve şekillendirme aracı olarak kötü anlam kazanan bir kelime idi. Okullar , hastaneler , psikiyatri servisleri ve akıl hastaneleri ise devletin kapatma ve cezalandırma kurumlarından başka bir şey değildi.

Her ne kadar bazı Fransız filozoflar için delilik , duyuların ve algıların keskinleşmesinden başka bir şey olmasa da , bu farkındalık ve dönüşüm riski iktidarın gücünü zayıflatan ve potensiyel risk oluşturan durumlardı.

Hi, I’m okanhoruz

I'm advocator of the Transhumanism . Transhumanism envison a future where humans can transcend biological / cultural / environmental limitations- barriers through advancement like genetic engineering , artificial intelligence and cyborg technologies. In this sense ,my motivations : * I'm trying to be constant learner and improver in my personal and business life . I would like to combine and transform any piece of knowledge- experience into new things as a synthesizers. * Push the boundaries of the unknown * Learn and discover new potentials along the way * Acquire the skills necessary to build a purposeful product and connections * Gaining knowledge, perspectives and mastering human relations in proactive cycles is one of the my greatest inner motivation. * Throughout my career and academical life, I have contributed to impacting business outcomes through effective organization, prioritization and execution of key projects. I'm interested in cognitive - behavioral science (Neuro-Technology) .These observations and researches enriched my standpoints in accordan with social science and daily life.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *